9 Şubat 2015 Pazartesi




Kuantum Tipoloji (R. Şanal)
Kitabında Yaptığım Derlemelerden. Okurken dinleyeceğiniz müzük de dahil :-)



İnsan uzun ruhsal yolculuğu sırasında oynamakta olduğu rolleri pek anlamayabilir. Rol ve oynamak kelimeleri her şeyi açıklıyor aslında. Yunanca’ da kişilik anlamına gelen Persona kelimesi Arkadan gelen ses anlamındadır (Sona=ses, per=arkadan). Aynı zamanda “Persona” tragedyalarda “maske” anlamında da kullanılır. Tüm bunlara göre aslında kişilik kişinin “maskesidir”. Peki, meskenin ardında ne var? İnsanın kendi özü. 


Negatif kişilik, kişinin kendine kurduğu tuzak gibidir.  Örneğin hem yalnızlıktan Şikâyet eder, hem de kimsenin yanına yaklaşmasına izin vermez. Hem kimsenin sorumluluk almadığından ve her işi kendine bıraktığından yakınır hem de kimseye iş bırakmaz. Çünkü yaşamını güvende sürdürmek için sevgiden ve bağlanmaktan korkmaktadır. Bir de her şeyi, sadece kendisi yaptığında sorun çıkmayacağını zanneder. Bu “zan” tamamen yanlış bir kayıttan kaynaklanmaktadır.

Herkes sizden kendinin kurtarıcısı olmanızı istiyor ve sizi sürekli çekiştiriyorsa bu durum, kendinizin bir kurtarıcı olmanız gerektiğine inanmanızdan kaynaklanıyordur.  

Benzer bir şekilde ne yapıp edip sonunda kendini suçlu hissedeceği döngüler meydana getirmek, kendini hep zayıf ve aciz hissedeceği durumların ortasında bırakmak gibi döngüler de hayatında muhtemelen yaşanacaktır.
           
          Kişinin kendi benliğinin aslında bir maske, bir oyun olduğunu anlaması için birçok yaşam deneyimini yaşamaya ve bu deneyimler üzerinde de ciddi ciddi düşünmeye ihtiyacı vardır.

Duygular Geçektir






Duygular Gerçektir.

Duygular Gerçektir.
İnsanlar bazen bilginin, bildikleri şeyin kurbanı olurlar. Bilginin sesi duygusal bedene kötü muamele eder.  Gerçek olmayanın, geçek olana müdahalesidir bu. Etki, bir yalana inanmaktır; tepki ise duyusal acı hissidir. Duyusal beden o sesi algılar, ona tepki gösterir ve tıpkı bir kaplan gibi saldırır. Biz kontrolümüzü yitiririz ve aslında yapmak ya da söylemek istediğimizi yapar veya söyleriz. İşte o zaman bilginin sesi o tepkiden korkar. Tepkimizi yargılar ve kendi duygularımızdan utanmamıza neden olur.

O zaman da utanç duygusunu algılar ve duygunun nedenini bulmak için yine bilgiyi kullanırız. Bu da bilginin içimizdeki sesinin hissettiğimiz duygu hakkında konuşması anlamına gelir. O ses, duygularımız hakkında yalanlar söylemeye başlar, hatta hissettiğimiz şeyi yabancılaştırmaya çalışır. O zaman o sesi ve yargıyı algılar, bir başka duygusal tepki hissederiz. Şimdi de duygusal olarak tepki gösterdiğimiz için suçluluk hissederiz. O zaman bilgi, suçluluk duygusunu açıklamaya çalışır. Duygusal acı büyümektedir ve bir döngü başlamıştır artık. Olası depresyon hali de bu duruma pek geç kalmaksızın eşlik edecektir.

Bizi asıl inciten şey, kafamızın içinde bize nasıl olmamız gerektiğini, ama öyle olamadığımızı da söyleyip duran yalancının sesidir. Biz artık o sese inanmadığımızda duygularımız değişecektir. Çünkü duygular neden değil sonuçtur.

....

Bilginin Sesi (Don Miguel Ruiz)

Zaman zaman aynı kitaptan alıntılar ekleyeceğim.

5 Şubat 2015 Perşembe

Organlar ve Duygular Arasındaki İlişki

  Geleneksel Çin Tıbbının (GÇT) organlar ve duygular arasındaki bağlantıları. NOT:  Bu yazı, GÇT hakkında genel bir bilgi sunmak amacıyla ha...