#nlp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
#nlp etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Kasım 2023 Pazar

NLP Temsil Sistemeri

 NLP Temsil Sistemleri

TEMSİL SİSTEMLERİ

Deneyimleri duyular aracılığıyla algılarız. Bu duyusal deneyimleri zihinde yeniden yaratmak için düşünme aynı sistemleri kullanırız.  Örneğin sevdiğimiz yeyicek veya içeceği düşünmek acıktırabilir veya susatabilir.  Sistemlerin içinde alt-bölümler vardır. İşitsel hem seslerin hayali düzeyde işitilmesini hem de insanın kendi kendisine konuşmasını içerir. Dokunsal ise bedensel duyguları, dokunmayı ve duyguları içerir.

 

Her temsil sistemi bir ağın parçasıdır:

1. Girdi                                è  İçsel ve dışsal olarak bilgi toplama

2. Düşünme/İşleme       è Harita çıkarma, öğrenme, karar verme, motivasyon stratejisi, bilginin depolanması, hafıza, geleceğin göz önüne getirilmesi.

3. Çıktı                                 è Kendimizi dış dünyaya (başkalarına) nasıl ifade ettiğimizdir. Dil, ses ve fizyoloji ile gerçekleşir.

Bireyler olarak hepimizin farklı temsil sistemleri vardır. İnsanlara tatilin nasıl geçtiğini sorduğunuzda birisi otelin harika manzarası ile muhteşem gün batımını (Görsel) anlatabilir. Bir diğeri çok farklı kuş seslerinden ve seyahat arkadaşlarının anlattığı öykülerden (İşitsel) bahsedebilir. Üçüncü bir kişi ise tenine değen güneş ile ayak parmakları arasına giren kumların nasıl bir duygu verdiğinden (Kinestetik) söz edebilir.

Kendimizin ve başka insanların temsil sistemlerini nasıl kullandıklarını anlamak insanın kendini tanıması için iyi bir anahtardır ve gelişim yönünde başlangıç noktasıdır. Güçlü ve zayıf yönlerimizi tanımamıza yardımcı olur. Güçlü yanlarımız muhtemelen temsil sistemini daha etkili kullandığımız alanlardır. Zayıf yönlerimiz ise muhtemelen daha az gelişmiş bir temsil sistemini kullandığımız / kullanmak zorunda kaldığımız alanlardır.

 

Dilde Duyusal Etkiler

Kullandığımız dil, düşünce şeklimizin bir ifadesi yani kişisel gerçeklik haritamızdır.  Hepimizin öncelikli olarak bir veya iki temsil sistemi yönünde tercihlerimiz vardır. Eğer konuşmanın satır aralarını dinlersek bunları tespit edebiliriz.

 


Örnekler:

Görsel  è Göstermeye çalıştığınız resmi görüyorum. Bu noktayı da perspektife alalım. Öyle görünüyor ki. Gösterin bana. Yakından bakıldığında. Kör nokta. Benim için apaçık. Farklı bir açı. Esmer bir adam. Ufukta görünüyor. Bu sadece dış görünüm. Geriye yönelik bakıldığında. İleri görüşlü.

İşitsel è Karnım zil çalıyor. Aynı dalga boyu. Hadi konuşalım. Bu melodiyi hatırlayan var mı? Bu konuyu tartışalım. Söyleyecek söz bulamıyorum. Dağlara taşlara haykır. Beni duymuyor ki!  Ölüm sessizliği. Kelimesi kelimesine. Konuşma edasıyla. Kulağını tıkamak. Kulak ardı etmek.

Kinestetik (Dokunma, Ta ve konu alma) è Anlamı yakalamak. Ateşli bir tartışma. Teması kesmek. Elini sürmemek. Elini bulaştırmamak. Sıcak karşılama.  Derine inmek. Sıcak temas. İliklerine kadar hissetmek. Zevk meselesi. Yenilir yutulur gibi değil. Acı reçete. Zehir zemberek yorum. 


29 Mayıs 2022 Pazar

Dönüşümcü liderlik nedir?

 

    Dönüşümcü liderlik nedir?

  • Dönüşümcü liderlik, bir ekibin genel başarıyı gerçekleştirmesi için teşvik edilmesine dayanan bir liderlik modelidir. Takımın moralini ve özgüvenini yükselterek, takım daha sonra kendisini genel bir vizyona veya ortak bir amaca göre ayarlayabilir.


  • Ancak bu amacın etkili olabilmesi için erkenden belirlenmesi gerekir. Dönüşümcü liderlik, doğru bir şekilde uygulandığında, mücadele eden veya durgun bir takımı alabilir ve onu tamamen üretken ve dinamik bir bireyler grubuna dönüştürebilir.

  • Bu, her bir üyenin mücadelelerini ve güçlü yanlarını belirleyerek başlar. Ardından, yeni bir ortak hedef belirlemek ve ekip üyelerini bu yeni vizyona doğru yönlendirmek lidere düşer.

  • Pratik olarak, dönüşümcü liderlik, ekip üyelerine birçok bireysel parça yerine tek bir birim olarak birlikte çalışmaları için ilham vermek için kullanılır. Bu kadar dinamik bir istatistik için, pek çok araştırmacının ve uzmanın onun geliştirilmesinde parmağı olması şaşırtıcı değildir.

#nlp
#koçluk
#liderlik
#networkmarketing

19 Şubat 2022 Cumartesi

Duygular Bedeni Nasıl Etkiliyor?

 

Duygular Bedeni Nasıl Etkiliyor?

On yıllarca süren araştırmalarının sonunda Dr. Candace Pert, duyguların beden ve zihin arasındaki boşluğu nasıl kapattığını açıklığa kavuşturabildi. Çığır açan “Duygu Molekülleri” adlı kitabında, beden-zihin ilişkisini açık bir biçimde ortaya koydu. Nasıl oluyor da korktuğunuzda midenize bir yumruk inmiş hissine kapılıyorsunuz? Canınız bir şeye sıkıldığında neden karnınızda çözülemez bir düğüm oluşuyor?  Çok heyecanlı olduğunuzda niçin kalbiniz kulaklarınızdan fırlayacak gibi atıyor?

            Yakın zamana kadar duyguları tanımlamak neredeyse imkânsızdı. Cevap verilmesi gereken sorular arasında duyguların nasıl ortaya çıktığı, somut mu yoksa soyut mu oldukları, ifade edilmediklerinde bedende nasıl saklandıkları vardı. Sahi hiç düşündünüz mü duygularımız sağlığımızı nasıl etkiler? Beden ve zihnimiz birbirinden ayrı mıdır, yoksa büyük bir sistemin birbirine bağlı parçaları mıdırlar?

Duygu Nedir?

Bu konuda bile farklı anlayışlar var. Hofstra Üniversitesi’nde psikoloji profesörü Robert Plutchik’in teorisi sekiz temel duygu olduğunu ileri sürüyor. Üzüntü, tiksinme, öfke, beklenti, neşe, kabul, korku ve şaşkınlık.  Bu duygular birbiriyle karışarak ikincil duyguları oluşturabiliyor. Örneğin korku + şaşkınlık = Panik gibi. Candace Pert ise öfke, üzüntü, neşe, korku ve mutluluğun yanında acı ve haz algılarını da duygu olarak tanımlıyor.

Duygular Nerededir?

Nöroloji alanında uzman bilim adamları, uzun süre, duyguların beyinde belli bölgeler tarafından kontrol edildiği konusunda hemfikir oldular. Beyinde, “limbik sistem” duyguların oturduğu yer olarak bilindi. Montreal’deki McGill Üniversitesi’nde Wilder Penfield duygular ile beynin bu bölgesi arasındaki ilişkiyi 1920’lerde göstermişti. Penfield, şiddetli epilepsiyi durdurmak amacıyla yaptığı açık beyin ameliyatları sırasında uyanık ve bilinci yerinde bireylerle çalışmıştı. Limbik sistemi uyardığında her çeşit duygusal gösterge ortaya çıkmıştı. Hastalar eski hatıralarına gittikçe üzüntü, öfke veya neşe tepkileri ile birlikte öfkeden veya kahkahadan titreme, ağlama ve tansiyon ile vücut ısısı değişimleri gibi bedensel tepkiler ortaya çıkmıştı.

Her ne kadar beyin (Limbik Sistem) 1920’lerden beri duyguların yuvası olarak bilinse de, yıllarca süregelmiş olan James-Cannon tartışması çok meşhurdur. William James duyguların önce bedende ortaya çıkıp, daha sonra onları açıklamak için bir hikâye uydurduğumuz kafamızda algılandığını savunur. Walter Cannon ise duyguların önce kafamızda oluşup daha sonra bedenimize doğru süzüldüklerini ileri sürer.

Candace Pert’e göre bu teorilerin hiçbiri ve her ikisi de doğru. Ona göre duygu taşıyan moleküller sürekli olarak beden ve beyin arasında çift yönlü bir yolculuk halindeler. Bu moleküller, “peptid” denen kısa amino-asit zincirlerinden meydana geliyor.  Peptidler bedeninizde özgürce dolaşıp, beyninizde, midenizde, kaslarınızda, salgı bezlerinizde ve bütün organlarınızda hücrelerinize mesajlar gönderip duruyorlar. Peptid ulaştığı hücrenin yüzeyiyle iletişim kurarak, hücreye sinyaller yolluyor ve çeşitli reaksiyonların başlamasına neden oluyor. Düşünsenize öfke duygusundan sorumlu peptid hücre içinde kim bilir nasıl reaksiyonlara neden oluyordur? Peki ya neşe?

Duygu biyokimyasallarının bedene dağılmasından yola çıkarak Candace Pert, bastırılmış duyguların ve başa çıkılamayan travmaların bedenin belli bölgelerinde depolanabileceğini ileri sürüyor.  Daha da ötesi, bedenimizin bilinçaltı zihnimiz olduğunu belirtiyor. Her duygu için belli bir peptid mi salgılıyoruz? Belki. Pert böyle olduğuna inanıyor, ancak kitabında bunu kanıtlayana kadar önünde uzun bir yol olduğunu da belirtiyor ve ekliyor: “Peptidler orkestranın – bedeninizin – bir bütün halinde müzik yapabilmesini sağlayan notalardır. Ve ortaya çıkan müzik de sübjektif olarak deneyimlediğiniz duygulardır.”

Beden-zihin ilişkisinin anlaşılmasında bizi bir adım öteye götüren bu bilgiler bazı soruları da beraberinde getiriyor.  Duygular bedende hastalık veya iyileşme sağlayacak değişikliklere nasıl yol açabilir? Bedenimiz belli bir duygu molekülüne bağımlı hale gelebilir mi? Örneğin sürekli hayatını öfke içinde geçiren biri, bu bağımlılığı nedeniyle hayatında sürekli bu tür deneyimler yaratıyor olabilir mi?

Bilim dünyasındaki bu yeni açılım ve ortaya çıkan yeni sorular gerçekten heyecan verici. Öte yandan, asırlardır duyguların bastırıldığı ve ifade edilmediği bir dünyada yaşıyoruz.

Dr. Candace Pert Kimdir?

Johns Hopkins Üniversitesi’ndeki Farmakoloji doktorası sırasında beyinde morfinin etkisini göstermesini sağlayan reseptörü keşfeden, dünyaca tanınmış bir farmakologdur.  Kendisi Amerika’da Ulusal Zihin Sağlığı Enstitüsü’nde (National Institute of Mental Health-NIMH) Beyin Biyokimyasalları bölümünün şefliğini yaptıktan sonra Georgetown Üniversitesi’nde Fizyoloji ve Biyofizik profesörlüğü yapmıştır. Şu anda ise RAPID Laboratuarlarının Bilimsel Direktörüdür.

Kaynakça: Bu makaledeki bilgiler Candace Pert’in “Molecules of Emotion” adlı kitabından derlenmiştir.

#kırlangıçakademi

#nlp

#hızlıokuma

#hafızateknikleri

#sibergüvenlik

#adlibilişim


11 Mart 2020 Çarşamba

NLP Temsil Sistemleri Testi


Sizin Öğrenme Stiliniz Hangisi? NLP Temsil Sistemleri Testi.


Temsili sistemleri, insan zihninin bilgiyi nasıl işlediği ve depoladığıyla ilgili model ve yöntemlerden oluşan varsayılan bir modeldir.




İnsanlar hayatı farklı şekillerde öğrenir. Farklılık yanlışlık değildir. Deneyimlerin farklı taraflarına odaklanmak öğrenme ve yaşam tarzı konusunda farklı hassasiyetler geliştirilmesine neden olur. Temsil sistemleri olarak adlandırılan bu hassasiyetler her insanda farklı oranlarda bulunmaktadır. 

Maskın olan temsil sistemi örenme başta olmak üzere hayatımızın her alanında farklı şekillerde öne çıkabilmektedir. Ayrıntılı bilgi NLP eğitimlerinde verilmektedir.

Uyarı: Hiçbir şekilde teşhis, tedavi veya bu anlamlarda kullanılmaz. Farkındalık amaçlıdır.



1. ( ) Boş bir kâğıda sütunlar çizmem istendiğinde kâğıdı genellikle katlarım
2. ( ) Sandalyede otururken sallanırım
3. ( ) Otururken periyodik olarak bacağımı sallarım
4. ( ) Kalemimi elimde döndürürüm, masada tempo tutarım
5. ( ) Her şeye dokunmak isterim
6. ( ) Kapının üst çerçevesine asılarak odaya atlamak isterim
7. ( ) Bir şeye dokunmadan, görerek ve duyarak ona inanmam
8. ( ) Genellikle hiperaktif olduğum söylenir
9. ( ) Objeleri biriktirmeyi severim
10. ( ) Kürdanları, kibritleri küçük küçük parçalara kırarım
11. ( ) Aletleri açıp söküp sonra yine bir araya getiririm
12. ( ) Genellikle çok banyo yapar ya da duş alırım
13. ( ) Genellikle ellerimi kullanarak ve hızlı konuşurum
14. ( ) Sıkça başkalarının sözünü keserim


1. ( ) Konuşmayı severim
2. ( ) Dinlemeyi severim
3. ( ) Kendi kendime konuşurum
4. ( ) Yüksek sesle okumayı severim
5. ( ) Okurken parmağımla veya kalemle takip ederim
6. ( ) Okurken kağıda çok yaklaşırım
7. ( ) Gözlerimi (başımı) ellerime dayarım
8. ( ) Genellikle diyagram ve grafiklerle aram iyi değildir
9. ( ) Yazılı karikatürleri tercih ederim
10. ( ) Görsel ve sözcük hatırlama hafızam iyi değildir
11. ( ) Kopyalanacak bir şey olmadan kolay çizemem
12. ( ) Haritalardan çok sözel tarifleri ve yönergeleri tercih ederim
13. ( ) Öğrenmek için sesli uyaranlar kullanırım
14. ( ) Sembol ve simgelerle aram iyi değildir
15. ( ) Sessizliğe dayanamam ya ben ya da diğerlerinin konuşmasını isterim


1. ( ) Duyduğum yönergelere dikkat etmem
2. ( ) Sözel tariflerin tekrarlanmasını isterim
3. ( ) Sözcükleri hatasız yazarım
4. ( ) Konuşmacının ağzını izlerim
5. ( ) Şarkı sözlerini hatırlamada zorlanırım
6. ( ) Çok not tutarım
7. ( ) Başkalarının ne yaptığını gözlerim
8. ( ) Radyo ve televizyonu yüksek sesle dinlerim
9. ( ) Diagram ve grafikleri kolay algılarım
10. ( ) Telefonda konuşmayı sevmem
11. ( ) Biri bana ders verir gibi bir şeyler anlatırsa başka dünyalara dalarım
12. ( ) Sözel yönergeleri kullanamam haritaya gereksinim duyarım



Her bölüme verdiğiniz puanları toplayın (A-B-C) en yüksek puan, baskın temsil sisteminizi işaret edecektir. 

A-DOKUNSAL (KİNSETETİK) ÖĞRENME BİÇİMİ
B-İŞİTSEL ÖĞRENME BİÇİMİ
C-GÖRSEL ÖĞRENME BİÇİMİ

Görsel Kişilerin Genel Özellikleri
Bunlar için dünya görüntülerden ibarettir. Konuşurken çok hızlı konuşurlar. Çünkü beyinlerindeki görüntülere yetişmeye çalışırlar. Konuşurken görsel ağırlıklı kelimeler ve cümleler kullanırlar; gördüğünüz gibi, göz göre göre, nereden bakarsan bak, konuyu aydınlatmak v.b. gibi. Onlar için ilgilendikleri şeyin görüntüsü çok önemlidir. Bunlar göğüs nefesi alırlar.
İşitsel Kişilerin Genel Özellikleri
Kullandıkları kelimeleri seçerek kullanırlar. Yani duyarak konuşurlar. Konuşmaları daha ritimlidir. Kelimeler onlar için çok önemlidir, söyleyeceklerine çok önem verirler. Sözel olan şeylere daha fazla tepki gösterirler. Konuşmalarında sesle ilgili kelimeleri ve cümleleri çok kullanırlar; aynı telden çalmak, kulakları tırmalamak, kulağa hoş gelmek, kulak vermek v.b. Gibi. Bu kişiler sözlerinin kesilmesini hiç sevmezler.
Dokunsal Kişilerin Genel Özellikleri
Çok yavaş hareket derler, oldukça duygusaldırlar, sesleri daha az çıkar, az ve öz konuşurlar bu nedenle konuşma araları uzundur. Evet ve hayır kelimelerini çok sık kullanırlar. Konuşurken; sırtımda ağır bir yük var, konuya parmak basmak, gururuna dokunmak, soğuk insan gibi mecazları çok sık kullanırlar. Somut şeyleri kavramaları daha kolaydır. Bu kişiler derin bir diyafram nefesi alırlar. Mutlaka karar vermeleri gereken bir şeye dokunmaları gerekmektedir.
FARKLI ÖĞRENME SİTİLLERİ İÇİN ÖNERİLER
Dokunsal öğrenme stili;
Ders çalışırken sık sık ara vermek isteyebilirsiniz. Sözel olan bilgileri öğrenirken hareket etmeye çalışın. Örneğin ;Bu bilgileri öğrenirken bir yerlere yazın, fen ile ilgili konuları öğrenirken maketini yapmaya ve bu maketi inceleyerek öğrenmeye çalışın. Resim ve iş teknik dersleriniz iyidir. Bu dersleri diğer dersleri öğrenirken kullanabilirsiniz. Yani tarih dersini resim dersinde resmini yaparak çalışabilirsiniz.
İşitsel öğrenme stili;
Mutlaka ses olmayan bir ders çalışma ortamı bulun kendinize. Yüksek sesle ders çalışmaya özen gösterin. Ders konunuzla ilgili belgesel veya videolardan yararlanmaya çalışın. Arkadaş grubuyla çalışmak sizin için faydalı olacaktır. Öğretmenin anlattıklarını daha kolay anlayabilirsiniz. Ama mutlaka etkin bir şekilde dinleyin.
Görsel öğrenme stili;
Bu kişilerin çalışacakları ortam mutlak düzgün, tertipli olmalıdır. Göz zevkini bozucu etkilerden uzak olmalıdır. Böyle bir öğrenciyseniz ders notlarınıza özen gösterin. Bunlar ders çalışırken size çok faydalı olacaktır. Ders kitabını asla ihmal etmeyin, şekil, harita gibi ders araç gereçlerini mutlaka kullanın. Öğretmeniniz ders anlatırken onun ağzını görmeye çalışın.
Kaynaklar:
- Sınırsız Güç, AnthonyRobbins
- Değişim Stratejileri, Oğuz Saygın,
- Nancy CheatwoodEllis Ngayle@Fbtc.Net “A Very Special EducationPage


#kırlangıçakademi
#nlp
#temsilsistemleri
#hızlıokuma
#hafızateknikleri
#sibergüvenlik
#adlibilişim

7 Temmuz 2015 Salı

Hayalde Canlandırma - İmgeleme

Hayalde Canlandırma - İmgeleme

Kaynak: Chislaine D. Martel Ben Enerjiyim


Hayalde canlandırma veya zihinsel görüntüleme uygula­yan kişileri aklın "iç alanlarına doğru bir yolculuğu" yaşat­maya götürür. Genellikle, bir rehber bir konu ileri sürer, ör­neğin "yumuşak kumlu bir plajda yürümek" gibi, ve diğer ki­şiler de bunun üzerinde kendi zihinsel görüntülerini oluştu­rurlar.



Hayalde canlandırma, zihinsel görüntüler, fikirler yarat­ma becerisidir. Herkes, hayalinde bir canlandırma yapar. Kafamızda görüntüler, durmadan hareket ederler. Yaratıcı görüntülemeler bize, yaşamımızda açığa vurmak istediğimiz enerji tipini ortaya çıkarmak için, bu görüntüler, "hakim ol­mayıöğretecektir. Görüntüleme süreci çok basittir ve onu bir oyun gibi ele almak yeterlidir. Bunu sağlamak için de içi­mizdeki çocuğu harekete geçirmeliyiz.
Başlangıçta tek bir görüntüyle başlamanızı, onu uzun süre hayalde canlandırmayı başarabildiğinizde, yenilerini ek­lemeniz daha iyidir. İşin sırrı, hiçbir zaman zorlamamaktır. Eğer verilen konu üzerine görüntü hemen belirmiyorsa, sa­kince zihninizin dinlenmesini bekleyin ve sonra bu olayı ya­şayın. Görüntüleri görmek için uğraşmak yerine, bırakın on­lar kendiliğinden ortaya çıksınlar. Onlarıönünüzden bir film gibi, art arda geçişlerini sakin ve kayıtsız seyredin. Ne olursa olsun, dikkat dağıtıcı şeyler ortaya çıkarsa, onlarıkaybolmalarını sakin bir şekilde bekleyin ve sonra tekrar "filnY'inize yoğunlaşın. Tıpkı meditasyon yaparken olduğu gibi, hayalde canlandırma işini çok yaparsanız, bu dikkat da­ğıtıcı olaylar önce azalmaya başlayacak, ardından da tümüy­le kaybolacaklardır. Bu oyalayıcı düşünceler, çoğunlukla sizin kılık değiştirmiş direnmelerinizdir!


er içinizde hoş olmayan veya tehdit edici görüntüler oluşursa, onları sevgi ve anlayışla kabul edin. Mesajlarını keşfetmek için onları sorgulayın. Bu görüntüler, çoğu zaman bilgelikle birleşmişlerdir. Öğrenme süreciniz için çok uygun öneriler sunarlar.
Kendi filmimizi bir seyirci gibi seyrederken iki tür tepki verebiliriz: ya onları kayıtsızca seyrederiz ya da görüntülerde kendimizi görürüz. İkinci durumda, oyuncu durumuna geçe­riz ve rolümüzle ilgili tüm duyguları tekrar yaşarız. Örneğin, çikolatalı tatlılarla dolu bir masanın hayalini kurabilir ve gö­rüntünün geçmesini bekleyebiliriz. Aynı şekilde, kendimizi bu tatlıları yerken ve çikolatanın parmaklanmızda eriyişini, vs. de "görebiliriz".
Ürettiğimiz görüntülerin yaratıcıları olduğumuzu ve bun­ları az bulunan, vazgeçilmez arkadaşlanmızmış gibi kabul et­tiğimizi unutmayalım. Kurduğumuz görüntüler bize, kendi­mizi ve çevremizdeki insanları daha iyi tanımada yardımcı olurlar.
HAYALDE CANLANDIRMA TÜRLERİ
 tip hayalde canlandırma vardır:
·     Hayalde canlandırma, bireyin sesler" duyması" dır.
·     Hayalde canlandırma, bireyin iç ekranından, belirgin bazı görüntülerin geçtiğini "görmesi'dir.
     Hayalde canlandırma, bireyin görüntüleri, duyuları yardımıyla vücudunda "algılaması" dır.
er başlangıçta hiçbir şey "görmezseniz", karakterini­ze en uygun görüntünün hangisi olduğunu bulana kadar dik­katli olun. Bu keşfinizde size, yardımcı olmak için, işte kü­çük ve çok basit bir alıştırma. Bir arkadaşınızdan size aşağı­da yazılı kelimeleri okuyarak yardımcı olmasını isteyin veya bir kasede kaydedin:
Çilek  deniz  yıldırı yağmur  yılan  kaktü gül
(Her kelimeden sonra bir dakikalık bir boşluk bırakmayı unutmayın!)
Her bir kelimeyi dinlerken - bunlara yeni eklemeler yap­makta özgürsünüz -üzerinizde nasıl hisler yarattıklarına dik­kat edin. Çileği, gördünüz mü, yoksa kokusunu mu duydu­nuz? Yıldırımı duydunuz mu? Kaktüsün dikenlerinin battığını mı hissettiniz? Vb
   Alıştırma bittikten hemen sonra, yaşadığınız hisleri bir kağıda yazın. Ardından, en çok uyguladığınız canlandırma şeklini not edin.
İşte keşfinize yardımcı olacak bir başka alıştırma. Yine, bir arkadaşınızıyardımını isteyin veya teybe kaydedin. Her alıştırmadan önce, kendinizi yine gevşetmeyi unutmayın. Daha önce belirttiğimiz gevşeme alıştırmalarını veya ikili so­lumayı kullanarak, zihninizi boşaltın.
"Gözlerinizi kapatın ve önünüzde bir meyve sepeti ha­yal edin. Kolunuzu uzatın ve bir portakal alın. Sonra, içindeki sulu meyveden, kocaman bir parçısırın. Ağzınızın her iki yanından akan ve boynunuzdan süzülen portakal suyunu hissedin. Birden, bunun portakal olmayıp bir limon olduğnu fark edin. Şimdi ne hissettiniz? Ağzınızdaki tat nedir? Onu yutmuş muydunuz?"
"Kış. Buz tutmuşüstü yumuşak bir kar örtüsüyle kaplıçok derin olmayan bir nehrin üzerinde yürüyorsunuz. Ani­den sağ ayağınızın altında buz kırılıyor ve ayağınız buzlu su­ya dalıyor. Ne hissediyorsunuz?"
Bu alıştırmalardan sonra, hissettiğiniz vücut duyularını not etmeye çalışın.

HAYALDE CANLANDIRMA TEKNİKLERİ
 
Hayalde canlandırmada başarılı olmanız için aşağıdaki sırayı izlemenizi öneririm-.
·    Gevşeme. Her alıştırmadan önce, enerjinin özgürce akabilmesi ve bütün merkezlerinizin açık olması için, vücudunuzun ve aklınızın rahatlaması önemlidir.

·       Yoğunlaşma. Vücudunuzun ve zihninizin sakin ve açık olduğşu anda yoğunlaşma alıştırmalarını yap­maya hazırsınız. Bu alıştırmalar, görüntülerinize ha­kim olmanız için, iç görünüzü keskinleştirmek amacı­nı taşır. Zihinsel görüntüler üzerinde mükemmel bir kontrol kurmak, iç görünüzü açmak için, göz ve zi­hin jimnastiğinden başka bir şey değildir.
·      Duyuların oyunu. Bir olayı yaşarken, duyularımı zın her biri etki altında kalır. Dokuların ve resimlerin, renkleri, sesleri, tatları vardır. Duyu sistemlerimizin her biri bizim ve görüntülerimiz üzerine telkinler içrir. Size, algılamanızı harekete geçirip, görüntüleri "görmenizi", duymanızı", "dokunmanızı", "hissetme­nizi", "tatmanızı " ve bunlarıçevresindeki tüm diğer hisleri not etmenizi öneririm.
·      Canlandırma. İyice gevşemişçok iyi bir yoğunlaş­maya sahip ve duyularınıza hakim olmayı öğrenmiş olduğunuz şu anda, artık hayalde canlandırmaya ha­zırsınız.
·      İfade etme. Her alıştırma sonrasında, izlenimlerini­zin hafızanızda yer etmesi için, onları ifade edebilme­niz önemlidir. Bunlar kişiye göre değişen yazı, yağlı boya veya kara kalem resimler, heykel, dans, diğer hareketli anlatımlar, şarkı vb. gibi çeşitli şekillerde bulunabilirler. Demek ki anlatım, sözlü veya sözsüolabilir. Böyle bir çalışma sonrası, bir grupla tartışma da çok ilginç ve yararlı olabilir.
·      Yansıtma. Az önce bitirdiğiniz bu alıştırmadan son­ra, meditasyon yapmanızı şiddetle tavsiye ederim. Ancak dikkatimizi içimize vererek, bize sunulan gö­rüntülerin ve içlerinde barındırdıkları mesajların anla­mını kavrayabiliriz. Aynı zamanda, bu içten gevşeme sırasında, yaşadığımız "hisleri" tekrar yaşayabilir ve yaşamımıüzerindeki etkilerini anlayabiliriz.

                                         Alıştırmalar
Hayalde canlandırma

Bizi çevreleyen dünyayı, ancak kendimizi iyice tanıdığı­mız zaman tam olarak kavrayabiliriz. Canlandırma sayesin­de, kendimizi bir ağaç gibi yansıtacağız. Kendi vücudumuz, duygularımız ve düşüncelerimizle bu ağaca dönüşeceğiz. Ağaç bizim aynamız olacak ve biz onun aracılığıyla kendi­mizde yeni yönler keşfedeceğiz. Eğer yalnıçalışıyorsanız, başka türlü belirtilmediği sürece, bu canlandırma alıştırması­nı aralarda (...) 10 saniyelik boşluklar bırakarak kasede kay­detmenizi öneririm.
aç
Karından gevşeme tekniğini uygulayarak kendinizi gev­şetin (... Birkaç dakikalık bir ara bırakın). Bırakın vücudunuz gittikçe daha hafiflesin, ... bütün baskılardan arınsın. Soluk alın... Soluk verin....
Şimdi kendinizi, güzel bir ormanın kıyısında düşleyin. Rüzgann yaprakların arasında çıkarttığı hışırtıyı dinliyorsu­nuz. Sizi çağırıyor... Kendinizi bu yumuşak müziğin rehberli­ğine bırakıyor ve iki yanı çalılarla, bin bir çeşit çiçekle çevrili küçük bir patikada yürüyorsunuz... Tam önünüzde, muhte­şem bir ağaç beliriyor... Tüm dikkatinizle ona bakıyorsu­nuz... Uzunluğu ne kadar? Büyük mü, küçük mü? ... Dallan geniş bir şekilde dağılmış mı, yoksa birkaç dalı mı var? ...Dikkatle, yapraklarına bakın, neye benziyorlar? ... Koyu ye­şil renkli mi? Uzun mu, kısa mı? Kozalaklı ağaçlar gibi iğne yapraklı mı? ... Şimdi, ağacın gövdesine bakın... Elinizle o-nun kabuğuna dokunun. Ne hissettiniz? Pürtüklü mü, dümü?... Rengi ne?..
Şimdi, ağaca gittikçe yaklaşıyorsunuz ve sonra, içine gi­riyorsunuz... Nasıl hissettiğinize dikkat edin... Birden hafif ve serin bir rüzgar, yapraklarınızın, dallarınızın arasından es­meye başlıyor, nasıl bir şey hissediyorsunuz? ...
Aniden, bir ağaçkakan dallarınızdan birine konuyor... Gövdenize yaklaşıyor ve gagasıyla kabuğunuzu gagalamaya başlıyor. Ne hissediyorsunuz? ... Başka ağaçlara doğru uçu­yor. Bir ağaç algılamasıyla ormandan gelen sesleri dinliyor­sunuz. Ne duyuyorsunuz? ... şimdi, bir ağaç görüşüyle çev­renize bakın. Ne görüyorsunuz? ...
Şimdi, derin bir nefes alacaksınız. Nefes verirken, tek­rar insan kimliğinize geri döneceksiniz... Ağaçtan insana ge­çerken, yaşadığınız hislerdeki değişiklikleri fark ediyor musu­nuz? ... Tümüyle insan kişiliğine geri dönmüş olduğunuz şan, ağacınıza bakın ve size yaşattığı o mükemmel deneyim için ona teşekkür edin.
Zihninizde tekrar, patikadan geri dönün ve şu an bulun­duğunuz odaya varana kadar yürümeye devam edin... Bu odanın farkına varın. Çevrenizdeki sesleri dinleyin... Solunu­munuzun farkına varın.*. Hazır olduğunuzda ellerinizi kuv­vetlice birbirine sürtün ve yüzünüze hafifçe masaj yapın...
Az önce yaşadıklarınızı tümüyle algılayabilmek için, kendini­ze birkaç dakika zaman tanıyın. (... 10 dakikalık bir ara ve­rin.)
Şimdi, deneyimlerinizi dilediğiniz bir şekilde, yazıyla, re­simle veya bir grup içindeyseniz sözlü bir anlatımla, dile ge­tirin.

Android telefonda casus yazılım nasıl tespit edilir?

  Android telefonda casus yazılım nasıl tespit edilir? Peki telefonunuzda casus yazılım olup olmadığını nasıl anlarsınız?  Casus yazılımlar ...